Roma halkı sofistike bir halktı. Cemiyetlere ve kulüplere düşkündü. Aynı generalin yönetimi altında savaşan askerler, belli bir ticaret yapan veya bir siyasi görüşü savunan kişiler bir araya gelip cemiyetler oluştururdu. Meslek odaklı gizli cemiyetler Ortaçağ'da Avrupa'daki ilk önemli zanaat loncalarını meydana getirdi. Loncaların çoğu dinle ilişkiliydi ve dini kardeşlikler olarak anılırlardı. Çünkü belli işçiler veya zanaatkarlar, belli tanrı ya da tanrıçaları hami olarak kabul ederlerdi.
Ancak Roma İmparatorluğu'nun yöneticileri, devleti tehdit ettiği gerekçesiyle gizli cemiyetlere karşıydı. İlk İmparator Augustus döneminden önce yasadışı kabul ediliyorlardı. Yeni ve tuhaf Hıristiyan sektinin Konstantin'in Hıristiyan oluşundan 300 yıl önce eski Roma'da bu kadar tehlikeli kabul edilmesinin nedenlerinden biri, Romalıların Hıristiyanlığı dinden çok gizli cemiyet gibi görmesidir.
Ancak Roma imparatorları, Doğu'yu fethedip Akdeniz'i ülkenin gölüne çevirdikçe Doğu gizem ve kült dinlerinin etkisi o kadar popüler oldu ki bunun önüne kimse geçemedi. İmparatorluk genişledikçe giderek daha fazla sayıda insan evinden ve tanıdıklarından uzaklaşmak zorunda kalıyor, kültler, belli bir ihtiyaca karşılık veriyordu. Böylece İsis, Mitra ve Baküs kültlerinin varlığını sürdürmesine bir zaman izin verildi. Ancak törenlerin yalnızca dini içerikli olması gerekiyordu.
Bu kültler, oldukça tuhaftı. İşte bazı örnekler:
✓ Bazı kültlerde rahibeler, bazılarında kadın giysisi giyip makyaj yapan hadımlar vardı.
✓ Törensel geçit alaylarında kutsal ağaç veya bitkiler taşınıyordu.
✓ Külte kabul edildiği törenden önce, adayın genellikle bir hafta oruç tutması gerekiyordu.
✓ Kültlerin çoğunda adaylar zaman içinde yükselebiliyordu. Mitra kültünde "Aslanlar" ve "Kuzgunlar" ve "Güneş Ulakları" gibi seviyeler vardı.
Bu kültlerin çoğunun, ölümü ve yeniden dirilişi simgeleyen bir töreni vardı. Roma, giderek zenginleşip teknik açıdan geliştikçe törenler de özel efektli fantastik şovlara dönüştü. Yeni üye, bir sandukaya veya lahite kapatılıp gömülüyor veya mühürleniyordu. Önce yalancıktan iç organları boşaltılıyordu. Kan eksik kalmasın diye bu canlandırma esnasında gerçek hayvan iç organları kullanılıyordu. Giriş törenlerinde adayın kellesinin uçurulduğu veya kalbinin söküldüğü benzer başka canlandırmalar da vardı.
Bu gösterileri sahnelerken uyulacak kurallardan bazıları, günümüze ulaştı:
✓ Sudan çıkardığınızda yansın diye meşaleye sülfür sürmek.
✓ Duvarlarda yazılar belirmesini sağlamak.
✓ Bir rahibin başının çevresinde ışık halesi belirmesini sağlamak.
Adayın "canlandırılmasından" sonra aday, kült görevlilerinden birinin, örneğin İsis'in yerine geçtiği bir başka ayine daha katılıyordu.
Vesta BakireleriRomalıların her türlü kardeşliği vardı. Bunlardan biri de bir kız kardeşlikti. Görevleri kutsal Vesta ateşini yanık tutmak olan Vesta Bakireleri.
Roma Forumu'ndaki Vesta Tapınağı'nda yüzyıllardır sonsuz bir ateş yanıyordu. Romalılar, ateşin şehrin kaderiyle yakından ilgili olduğuna inanıyor, sönmesini felaket alameti kabul ediyorlardı.
Vesta rahibesi olmak, büyük bir onur ve ayrıcalıktı. Bu rahibeler, Roma din sistemindeki yegane kadınlardı. Yeminini bozan ya da sırları ifşa eden her kadın, şehir duvarlarının dışına götürülüyor, simgesel olarak toplumdan dışlanıyor ve hemen diri diri gömülüyordu. Vesta rahibeleri, devlet onaylı inancın Roma kadar eski bir parçasıydı.